Gerçeğe dönüş: Aşk ve nefret

Okyanusa bakan bir kayanın üzerinde duran adam.

Luis, yıllar önce annesiyle birlikte Manastıra ilk kez çocukken gelen yirmili yaşlarının başında genç bir adamdır. Bu, aşkın anlamını ararken üzerinde çalıştığı bir dizi yazının parçası.

İki duygu,
Görünüşte birbirinden bağımsız,
Sevinç getiren aşk,
Hüzün getiren nefret

İkisinden de habersiz olmak insanlığı inkar eder,
Hayatın zevklerini kabul etmeyen,
Hayatın acılarını kabul etmeyen,
En büyük zulmün korkunç hapishanesi

Her ikisi de göz ardı edildiğinde başkalarına acı verilir,
Canlıları yoğun hayali işkenceler içinde yaşatan aşkı yok saymak,
Varlıkların yoğun hayali zevkler içinde yaşamalarına neden olan kederi görmezden gelmek,
Tüm kötülüklerin cahil kökünden doğan en yüksek kalibreli günahlar

Her iki duygu da kabul edildiğinde,
Bir varlık illüzyondan gerçeğe döndürülür,
Sebep olduğu tüm acılar için utanan,
Cennet veya cehennem gibi biricik sahte cennetlere asla geri dönmemeyi dileyen bir varlık,
Yeryüzünde bir insan olarak alçakgönüllülükle yaşamak isteyen bir varlık

Fotoğrafı çeken: Brian Auer.

Konuk Yazar: Luis

Bu konu hakkında daha fazlası

önceki Mesaj

İstenmeyen düşünce ve duygularla çalışmak

Sonraki Mesaj

İnsan olmak: Dünyayı biz ve onlar olarak görmemek